20 Mart 2013 Çarşamba

LE PETİT PRİNCE

Evet tumblr'dan vazgeçip buraya geldiğimin resmidir bu sanırım.
Bilmeyenler için anlatayım hemen, benim bir KÜÇÜK PRENS koleksiyonum var (bi şeyler katmak isterseniz tabi ki kabul ederim. :p) özellikle kitaplarından buldukça alıyorum.
Aslında küçüklük zamanlarımda okuduğumda çok saçma gelen bu kitap, liseye başladığımda yeniden okumamla hayatın anlamını çözmüş gibi bir his uyandırmıştı bende.
Çok uzunca bir süre aklımdaki gibi bir çanta aradım ta ki witparkin'e kadar. Orda gördüm ve resmen vuruldum. Yaza sipariş edeceğim tabi ki.
Küçük Prens, Fransızca öğrenmeye başlamama sebep oldu. Ki bu harika bir durum benim için.
İlk Küçük Prens'im, babamın hediyesiydi. Kitabı aldım ve şaşırdım. İstemiştim, ama almış olması ilginç gelmişti.
Okudum, bir kez daha okudum. Sonra bir kez daha....
Fransa'ya gitmeyi sırf Le Petit Prince butiği için istiyorum aslında.
Tamam yemek yapıyorum ama Prens'ime gitmeliyim.
Aslında benim zaten bir Prens'im var, çiçeği olduğum sürece her şeyi mükemmel hale getiren bir Prens'im var benim. Beyaz atı yok ama kocaman bir kalbi var.


Küçük Prens'i anlatsam susmam.
Beyle
Hayatınız günlük güneşlik olsun.